Setteki atmosferin oyuncuların performansını olumlu etkilediğine vurgu yapan Emre Basalak, “İçinde bulunduğun atmosferi sindirerek oynamak büyük bir avantajdır bir oyuncu için. Burada onu bariz hissediyoruz. İnanılmaz bir plato, kalesinden Söğüt’üne, çadırlarından en ufak detayına kadar. Çok defa setim bittikten sonra ya da erken gelmişsem atıma binip obada ya da kalede geziyorum, bazen yürüyüş yapıyorum. Müthiş keyif veriyor, inanılmaz hissettiriyor. Türkiye’de böyle bir endüstrinin varlığı gurur verici. Umuyorum örnek olur. Hayranlık uyandırıcı” sözleriyle plato ve setin oyunculuğuna katkılarını anlattı.
“TÜRKİYE’DE DENENMEMİŞ BİR SAVAŞ SAHNESİ ÇEKTİK”
‘Kuruluş Osman’ın kariyerindeki yerine dair konuşan Basalak, “İkinci sezonun birinci bölümünden bazı kareler var. Türkiye’de daha önce denenmemiş bir savaş sahnesi çektik. Bu savaşın içinde var olmak, bir oyuncu olarak çok onur verici. Herhalde geriye dönüp baktığımda kariyerimin en özel kareleri olarak kalacak onlar. Bulunduğun topraklardaki varoluş hikayesini anlatıyorsun, müthiş bir kuruluş hikayesi anlatıyorsun, manevi olarak çok besleyici. Kariyer olarak harika anılar biriktiriyorsun. Böyle bir projenin içinde var olduğum için kendimi şanslı hissediyorum” dedi.
“KEŞKE GÜNDÜZ GİBİ OLABİLSEM”
Emre Basalak karakteri Gündüz Bey’e dair “Ben şanslı bir oyuncuyum. Tiyatroda da birçok yaşamış karakteri oynama şansına eriştim. Zordur ama bir o kadar da keyiflidir çünkü size bir çok veri sağlar tarih. Ben Gündüz’ü çok seviyorum. Onu oluşturmaya çalışırken müthiş heyecanlandım. Ertuğrul Gazi’nin büyük oğlu, aile, töre kavramları o kadar önemli ki Gündüz için. Serin yürekli, koca yürekli bir adam. Keşke onun gibi olabilsem. Gündüz’ü sevdikçe role daha çok bağlandım, bağlandıkça daha çok sevdim. Gündüz beni manevi olarak role hazırladı. Gündüz çok güzel bir adam. İki kardeşini asla ayırmıyor. Osman’a duygusal yakınlığı var en küçük kardeş olmasından kaynaklı belki. Ailesine karşı kurduğu tüm dengeler eşitlikçi kimseyi ayırmıyor ve kayırmıyor” şeklinde konuştu.
“EĞİTİMDE KENDİMİ SPORCU GİBİ HİSSETTİM”
Basalak çekimlere başlamadan önceki eğitim sürecinin oyunculara çok yardımcı olduğunu ifade etti: “Projeden önce 2.5 ay eğitimden geçtim. At binme, kılıç kullanma, ok atma. Sabahtan akşama kadar. Ciddi bir kamp süreci geçirdik. Bu süre zarfında oyuncu olduğumu unuttuğum anlar oldu kendimi sporcu gibi hissettim. Bu eğitimin faydasını 1.5 yıldır devam eden çekimlerde çok net fark ettik.”
“ATLA GEZERKEN ORMANDA KAYBOLDUM”
Sette yaşadığı ilginç bir olayı anlatan oyuncu “Ormanda bir gün çekimimiz vardı, koreografi çalışmamız gerekiyordu biraz erken gittim. Çalışmamızı bitirdik, çekim için vakit vardı ben de atla biraz ormanda gezeyim dedim. Kayboldum. Kimseyi aramak istemedim, yolu bulurum dedim, bulamadım. Atımla biraz sohbet ettik, sağolsun beni set alanına geri getirdi. Yolu o buldu. Bana bu kadar özel bir anı yaşattığı için ‘Kuruluş Osman’ yapımına çok büyük teşekkürüm var” dedi.
Kaynak:Gecce.com
